Bilgi Paylaşıldığında güzeldir

Hazır Devreler

Her Türden Devreler indirebileceğiniz bölümler

Hazır Proteus Devreleri

İsis proteusta yapılmış hazır devre ve dosyaları

Kontrol Yazılımları

Çeşitli Cihazları Bilgisayar veya cepten kontrol edebileceğiniz yazılımlar

Araştırma Geliştirme Bölümü

Bu bölümde Çeşitli Cihazların Performansını Üst Düzeye Çıkarma Denemelerine Yer vereceğiz

This is default featured slide 5 title

Go to Blogger edit html and find these sentences.Now replace these sentences with your own descriptions.

29 Kasım 2012 Perşembe

Proteus Devreleri

Step Motor Devresi 1 
Hızlı Ayarlı Step Motor Devresi

PIC16F876 ile yapılmış LCD ekranlı adım ayarlı ve hız ayarlı unipolar stepmotor kontrol devresi.

Bu uygulamayı bir istek üzerine hazırlamıştım.  gerçekte deneme şansım olmadı ancak proteus simülasyonunda normal çalışıyor. test etmeden garanti veremem ama uygulamanın iyi çalışacağından eminim.
DEVRENİN ÇALIŞMASI:
Devredeki [SAG] , [SOL] , [DUR] butonları adından anlayacağınız gibi step motoru sağa, sola döndermeye ve durdurmaya yarıyor.  RA0 pinine bağlı 10k pot ile stepmotorun kaç adım dönmesi gerektiği ayarlanır.  burası en fazla 1023 olarak girilir ve bu değer LCD ekrandan okunur.  RA1 pinine bağlı 10k pot ise motorun dönme hızını ayarlar.  stepmotorun dönmesi sırasında konumu LCD ekrandan okunabilinir.
stepmotoru unipolar kullandım ve ULN2003 ile sürdüm. eğer motorunuzun akımı 500ma den daha büyük ise çıkışları uygun güçte transistörle güçlendirmelisiniz.


 Sabir Ayarlı Step Motor Devresi

Dosyaları İndir


Step Motor Devresi 2
16f88 step motor kontrolü

PIC16F88 ile yapılmış hız ayarlı Unipolar stepmotor kontrol devresi.

Bu uygulamayı birinin isteği üzerine hazırlamıştım ve breadboard üzerinde denedim.
DEVRENİN ÇALIŞMASI:
[SAG] butonu stepmotoru sürekli sağa dönderir. [SOL] butonu ise sürekli sola. [DUR]butonuda motoru durdurur. [DEMO] butonuna basınca step motor 150 adım sağa ve 150 adım sola döner ve bu işlemi sürekli tekrarlar taki [DUR] butonuna basana kadar.
Devredeki ledler monitörleme amaçlıdır. motor sağa gönnerken MSAG ledi yanar. sola dönerken ise MSOL ledi ışık verir. eğer [DEMO] butonuna basılıp demo moduna alınmışsa motorun sağa döndüğü esmada DSAG , sola dönerken ise DSOL ledi ışık verir.
RA0 pinine bağlı 10k pot ile step motorun dönme hızı ayarlanır.
KAYNAK DOSYALAR:
PIC16F88 yazılımı proton basic ile yazıldı. devrenin şemasını, .bas dosyası, hex dosyası, proteus isis için .DSN dosyasını aşağıdan indirebilirsiniz.


Dosyaları İndir

Step Motor Devresi 3
16f84A İle step motor kontrolü

Devre PIC16F84 ile Step motor kontrol ediyor sağ yazan butona basınca motor sürekli sağa döner sol
yazan butonda ters yöne döderir dur butonu ise motoru durdurur.
Motorun hız ayarını osilatör frenkansını değiştirerek ayarlanır kristal yerine RC
osilatör bağlanıp R direncinin değeri potla değiştirilerek hız ayarı eklenebilir


Dosyaları İndir

Diğer Proteus Devreleri





28 Kasım 2012 Çarşamba

Breadboard Kullanımı


Bu araç ile deneysel devrelerinizi lehim ve plaket kullanmadan oluşturup çalıştırabilirsiniz.














Arduino ile projeler yaparken en büyük yardımcılarınızdan birisi devre tahtası (breadboard) olacaktır. İngilizcesi “ekmek tahtası” anlamına gelse de burada devre tahtası demeyi tercih edeceğim. Devre tahtası ile projelerimizi lehim yapmadan kolayca kurabiliriz. Genel olarak içerisinde birbirine bağlı hatları barındıran devre tahtası üzerine elektronik bileşenleri yerleştirerek projelerimizi çalışır hale getirebiliriz.
Devre tahtası üzerinde birbirne bağlantılı paralel hatlar bulundurur. Örneğin soldaki resimde görülen tipik bir örnektir (Resmin üzerine tıklayarak büyük halini görebilirsiniz). Sol ve sağ yanlarda dikey olarak uzanan kırmızı ve mavi hatlar genellikle gerilim bağlantıları için kullanılır. Kırmızı hatta +, mavi hatta ise toprak hattını bağlayıp daha sonra devrenizin diğer bölümlerinde bu hatlar üzerinden gerilimlere ulaşabilirsiniz. Orta bölümde bulunan 5′li delik gruplarının her biri kendi içerisinde bağlantılıdır. Yani kırmızı çizgi boyunca uzanan her bir delik kısadevre durumundadır. Dolayısıyla aynı sıradaki deliklere oturttuğunuz komponentler birbirine bağlanmış olur. Deliklerin her biri A,B,C,D,E,F harfleriyle belirtilmiştir. Ayrıca sol taraftaki numaralar da delik gruplarını ifade etmektedir.
Aşağıdaki resimde de küçük bir devre tahtasının içi açık halini görebilirsiniz. Gördüğünüz gibi paralel gruplar tek bir parça halindeki metallerden oluşturulmuştur.





Devre tahtalarının değişik boyuttaki türleri olsa da temel özelliği aynıdır.  İhtiyacınıza ve kurmak istediğiniz devrelerin boyutlarına göre değişik tipte devre tahtalarını piyasada bulabilirsiniz.
 

Aşağıda basit devre örneklerinin devre tahtası üzerinde nasıl kurulduklarını görebilirsiniz (Devre çizimleri için Fritzing yazılımı kullanılmıştır):

Zaman Ayarlı Dokunmatik Anahtar

Devre Elemanları
NE555 – 22uf 25v 220nf 25v 100nf 25v - 1mΩ – 470k 1n4001 2 adet – 12 volt röle




Devre eleman sembolleri


Triyak



Triyaklar da tristörlerin alternatif akımda çalışabilen türleridir. Triyakın oluşumunda birbirne ters yönde bağlı iki adet tristör bulunmaktadır. Yan tarafta bu birleşim görülmektedir. Herhangi bir alternatif akım devresindeki bir triyakın A1 ucuna (+) A2 ucuna da (-) yönde akım geldiğinde birinci tristör, tam tersi durumda ise ikinci tristör devreye girecektir. Bu sayede triyak alternetif akımın iki yönünde de iletime geçmiş olur. Triyak yüksek güçlü ve alternatif akım devrelerinde güç kontrol elemanı olarak kullanılır.

Anahtarlar

Anahtar: Devreden geçen akımın kesilmesini veya açılmasını sağlayan devre elemanıdır.

Üreteçler




İki nokta arasında sürekli bir potansiyel meydana getirmek üzere bir takım enerjileri elektrik enerjisine çeviren sistemlerdir. Örneğin jeneratörler ve dinamolar mekanik enerjiyi elektrik enerjisine çevirirken, akümülatörler ve piller kimyasal enerjiyi elektrik enerjisine çevirirler.Ayrıca jeneratörler alternatif akım üreteciyken,piller dinamolar ve akümülatörler doğru akım üreteçleridir. Ya da başka bir değişle üreteçler EMK kaynağıdır. (ELEKTROMOTOR KUVVETİ:Daha önce pil, akü ve üreteçlerin içinde kullanılmaya hazır bir enerji olduğunu belirtmiştik. İçerisinde mekanik, kimyasal veya başka çeşit enerjiyi elektrik enerjisine dönüştüren düzeneklere elektromotor kaynakları (emk) denir.Örneğin pil ve akümülatörler kimyasal enerjiyi elektrik enerjisine dönüştürürler. Üretecin, bir q yükünü devrede dolaştırmak için harcadığı enerji, o üretecin elektromotor kuvveti (emk) olarak tanımlanır. ε ile gösterilir. Her üretecin bir iç direnci vardır. Bu iç direnç ihmal edilmemiş ise devreye seri bağlı direnç gibi hesaba dahil edilir.)

        Şimdi üreteçleri inceleyelim.

1-) ALTERNATİF AKIM ÜRETEÇLERİ:

JENERATÖRLER: Işık yapmak için kullandığımız projektörler şehir şebekesi veya elektriğin olmadığı veya sorunlu olduğu yerlerde jeneratörle beslenirler. Herhangi bir güç yardımıyla mekanik enerjiyi elektrik enerjisine çeviren elektrik elemanlarıdır. üretiliş özelliklerine göre diesel veya benzinle çalışan motorlar yardımıyla döndürülür. Güçleri yükseldikçe ağırlaşır, hacimleri büyür ve taşınamadıkları zaman bir kamyon üzerine monte edilirler. Gürültülü çalıştıkları için sesli çekimlerde kullanılmaları zor olsa da her film setinde mutlaka jeneratör bulunmalıdır.

2-)DOĞRU AKIM ÜRETEÇLERİ:
AKÜMÜLATÖRLER:  Akümülatörlerin prensibi de, kutuplaşan volta pilinin hemen hemen aynısıdır. Çünkü akümülatör kutupları da belli bir süre sonra kutuplaşır ve elektrik akımı vermez. Akümülatöre, kutuplaşması uzun süren piller de denir. Akümülatörler içlerinde bulunan elektrolit ve elektrotlar açısından kutuplaşması çok uzun süren maddelerden seçilirler. Akümülatörlerin kutupları belli bir süre sonra kutuplaşır. Buna akümülatör boşaldı denir. Bunun giderilmesine de akümülatörün doldurulması denir. Akümülatörler, DC güç kaynağından aldığı enerjiyi kimyasal enerji halinde depo ederek gerektiğinde tekrar Dc enerjiye dönüştürüp alıcıları besleyen bir enerji kaynağıdır. Büyük yerlerde elektrik üreten büyük araçlardır. Jeneratörler bazen elektrikler kesildiğinde devreye giren büyük piller şeklinde de olabilir.

DİNAMOLAR: Mekanik enerjiyi, elektrik enerjisi çeviren makine. Esası, yumuşak, bir mir üzerine sarılmış bir bobin ve kuvvetli bir mıknatıstan ibarettir. Hareket edici olan bobin, durucu olan mıknatısın kutupları arasında dönmekle, kuvvetli bir manyetik alan meydana getirir. Bu manyetik alanın yarattığı akım, elektrik akımıdır. Dinamolar, çeşitli mekanik enerjileri, özellikle hareket halinde olan su kuvvetini, elektrik enerjisine çevirmek için kullanılır. (Barajlarda, mekanik enerjiden elektrik enerjisi elde etmek gibi.)

PİLLER: Piller, en çok kullanılan doğru akım kaynaklarıdır. Bütün pillerin yapısı temelde aynı olup bir elektrolit içerisine batırılmış farklı iki elektrottan oluşur. Piller kimyasal enerjiyi elektrik enerjisine dönüştürürler. Pilde oluşan yükseltgenme ve indirgenme olayları sonucunda pilin (+) ve (-) kutupları arasında potansiyel farkları oluşur. Elektron fazlalığı olan negatif kutupta düşük potansiyel, elektron azlığı olan pozitif kutupta ise yüksek potansiyel oluşarak iki kutbun birbirine iletken bir telle bağlanması halinde negatif kutuptan pozitif kutba doğru elektronlar hareket eder. Bu işlem pilin iki kutbunun da potansiyeli eşit olunca biter ve bu anda pil tükenmiş olur, yani daha fazla akım üretemez.

1.) YAPISINA GÖRE PILLER:

          a)Volta Pili:

Alexsander Volta‘nın 1800’de bulduğu Volta pilinde elektrolit olarak sülfat asidinin suda eriğiyi kullanılır. Elektronlar ise, bir bakır bir de çinko çubuktur. Çinko çubuk negatif, bakır çubuk ta pozitif kutbu oluşturmaktadır. Daha hiçbir elektrik devresine bağlanmamış bir volta pilinin iki ucu arasındaki potansiyel farkı 1 volttur. Devreyi tamamladığımızda 1 voltluk gerilimin hızla düştüğünü göreceksiniz. Çünkü çinko iyon salarak hızla erimeye başlamıştır. Bu iyonlar SO4(sülfat)’la birleşerek ZnSO4 (çinko sülfat karışımı)’ü oluştururlar. Bu arada hidrojen gazı da bakır çubuk etrafında kaçak hava kabarcıkları şeklinde yükselmişlerdir. Akım devam ettikçe gerilim farkı azalır. Artık öyle bir an gelir ki devreden akım geçmez. Eriyik içindeki hidrojen bakır çubuğu kaplar. Elektrolit, artık bakır çubuğun çeperine  dokunamaz hale gelmiştir. Kutupların yeni hidrojenle kaplanan bakır çubuğun üzeri temizlenirse ve yeniden eriyik içine batırılırsa, akım geçmeye devam eder. Bu iki türlü yapılır. Biri zımpara kağıdı ile bakırın üzerindeki hidrojen tabakası kazınır. Diğeri ise bakır çubuk ateşe tutularak hidrojen kaplı tabaka yakılır. En basit ve ilk elektrik pili olan volta pili pratik olmadığından günümüzde kullanılmaz.

b) Daniel Pili:

Ortadan gözenekli bir bölümle ikiye bölünmüş bir kap alalım. Bu kabın birinci bölümüne ZnSO4’ün suda eritilmişini, diğerine de CuSO4’ün sudaki eriyiğini koyalım. ZnSO4’ün bulunduğu yere bir çinko çubuk batıralım. Diğerine de bakır bir çubuk batırılır. Daniel pilini yapmış oluruz. Aslında kimyasal tepkimeyi göz önüne alarak, şöyle bir sonuca varabiliriz. Pozitif elektrik yüklü çinko iyonlarının, bakır çubuğu kaplayıp, kutuplaşma meydana getirmesi gerekir. Oysa böyle bir olay meydana gelmez.    Pozitif yüklü çinko iyonları bakır çubuğa doğru giderken, gözenekli kabı geçer geçmez çinko çubuğa doğru negatif elektrik yüklü SO4 iyonlarıyla karşılaşırlar. Bu karşılaşma sonucu bir tepkime oluşur. İkinci kapta bulunan Cu+SO4’deki pozitif elektrik yüklü iyonları ise pozitif kutbu, yani bakır çubuğa doğru giderlerken ve orada birikirler. Burada biriken bakır iyonları daha lsonra elektrik yüklerini sıfırlarlar. Diğer kaptaki elektrik yükü SO4 iyonları ise negatif kutba, yani çinko çubuğa giderek çinkoyu eritmeye başlar. Bu sırada elektron da verirler. Sonuçta bir kimyasal tepkime olur.Buraya kadar olanları özetleyecek olursak, çinko çubuğun eridiğini ve bakır çubuk üzerinde de bir bakır tabakası oluşturduğunu görürüz. Aynı cins madde ile kaplandığından pozitif kutuplanma olmadığı görülür. Bu pillerin gerilim farkı değişmez. Bu nedenle günümüzde hala kullanılmaktadır.

c) Leclanche Pili:
Bu pilde elektrolit olarak nişadırın sudaki eriyiği kullanılmaktadır. Pozitif kutup olarak kömür, negatif kutup olarak da çinko kullanılmalıdır. Leclanche pilinin çalışma ilkesini tam olarak anlayabilmek için şöyle bir deney yapmakta yarar vardır. Bir kabın içine su koyalım. Bu suyun içinde de nişadır eritelim. Eriyiğin içine bir kömür, diğeri de çinko iki çubuk batıralım. Bu iki çubuğu bir iletkenle birleştirelim. Pozitif yüklü NH4 kömür  çubuk üzerini kaplar ve kutuplaşmaya yol açar. Leclanche  pilinde bu kutuplaşmayı  önlemek amacıyla mangandioksit kullanılır. Gözenekli bir küçük kap içine konan mangandioksite çarptıkları zaman yanarlar. Öte yandan Klor iyonları da çinko çubuğa, yani negatif kutba doğru giderler. Burada ZnCl2’ye dönüşür. Pilden akım geçtiği süre içinde kömür çubuğu kaplayan mangandioksit eksilir. Bunun sonucunda pilden akım geçmeye başlar. Leclanche pilleri sürekli elektrik akımı elde edilmeyen yerlerde kullanılır. Çünkü  mangandioksit bitmesi ve kömür çubuğun kutuplaşması akımın kesilmesini ve kömür çubuğun kutuplaşmasını sağlar. Fakat bir süre sonra kutuplaşma devam eder. Sürekli elektrik akımının elde edilmesini gerektirmeyen yerler için ideal bir pildir.
d) Kuru Pil:
Silindir şeklinde bir çinko kap alalım. İçine suda eritilmiş nişadırı jelatinle karıştırarak, yoğun bir duruma getirip koyalım. Daha sonra içine mangandioksitle kaplanmış bir kömür çubuk yerleştirelim. Devreyi tamamladığımızda günümüzdeki kuru pil yapılmış olur. Çalışma ilkesi aynı Leclanche pilinde olduğu gibidir. Sadece sıvı elektrolit yerine daha koyulaştırılmış ve katı duruma getirilmiş elektrolit kullanılmıştır. Bu nedenle taşınması açısından kolaylık sağlanmıştır.



2.)GÜNLÜK HAYATTAKİ KULLANIMLARINA GÖRE PİLLER:

   a) Şarj edilemeyen piller:

    *Alkalin pil:   Alkali pillerin anodunda yüksek-yüzey alanlı çinko tozu, katodunda ise yüksek kaliteli mangan dioksit (MnO2) bulunmaktadır. Elektroliti pelteleştirmek için bir selüloz türevi kullanılır. Elektrolit, potasyum hidroksittir. Alkali piller, aktif katot maddesi olarak cıva oksit (HgO) veya gümüş oksit (Ag2O) gibi maddeleri de kullanılır. Alkalin teknolojisi, yüksek enerji çeken cihazlar için güç sağlar.Alkali pili kendi kendine yılda %2 oranında deşarj olur. Alkali pilleri, yüksek oranda enerji tüketen cihazlarda (digital kameralar gibi) verimli olarak kullanmak mümkün değildir. Düşük oranda enerji tüketen aletlerde radyo ve saat gibi, çok verimli şekilde kullanılır.Kullanılmayan alkali piller kuru ve soğuk yerde depolanmalı. Alkali pil kullanılan cihaz 30 günden fazla çalıştırılmıyorsa pili cihazda tutup deşarj olmasına neden olunmamalıdır.

   *lityum pil: Paket hesap makineleri, saatler ve fotoğrafçılık cihazları, taşınabilir CD çalarlar, duman alarm sistemlerinde kullanılır.

   *Gümüş-oksit pil: Gümüş oksit piller çok az miktarda kullanılır. Bu piller düğme şeklinde çeşitli boyutlarda üretilir. Alkali veya çinko-karbon düğme hücreli pillerden daha fazla sabit voltaj üretirler. Gümüş oksit piller, cıva oksit pillerle içten şarj edilebilirler. İşitme cihazlarında ve saatlerde kullanılmaktadır. Cıva Oksit pillere göre gümüş oksit piller genelde çok daha pahalıdır. Gümüş oksit piller %1 oranında cıva içerir. Bu piller ayrıca gümüş de içerir. Gümüş oksit pillerde gaz oluşumunu önlemek için cıva kullanılır. Gümüş oksit piller, diğer düğme pillere çok benzediğinden diğerlerinden ayırmak oldukça zordur.  Bu pillerde cıva miktarı %0.025 fazla olmamalıdır. Gümüş oksit piller tehlikeli atıklar sınıfına girmektedir. Kullanım yerleri,hesap makineleri, kameralar, bilgisayarlar, saatler, işitme cihazları.

    *Çinko-karbon pil: 1870-90’lı yıllarda ilk geliştirilen kuru pildir. Elektrolit, sulu amonyum klorür veya çinko kloründür. Elektrolite inert bir metal oksit ilave edilerek pelteleşmesi sağlanır. En çok kullanılan pillerden biridir. Genelde “Heavy Duty”, “General Purpose”, “Extra Heavy Duty” isimler altında satılır. Çinko karbon pillerin ömrü alkali pillerden daha kısadır ve daha az güçlüdür. Çinko karbon pillerde sızıntı sıkça görülür. Anodun yapısından dolayı çinko-karbon piller alkali pillerden daha az cıva içerir. Korrozyon kontrolü ve hidrojen gazının serbest hale geçmesini önlemek için cıvaya ilaveten çinko karbon pilleri, kurşun, kadmiyum, arsenik, krom, bakır, demir, mangan, nikel, çinko ve kalay gibi metaller içerir. Çinko – karbon pillerde %0.01’in altında cıva bulunmalı.  Kullanılmayan alkali piller kuru ve soğuk yerde depolanmalı. Çinko karbon pil kullanılan cihazlar 30 günden fazla çalıştırılmıyorsa pili cihazda tutup deşarj olmasına neden olunmamalıdır.  Pilden sızan amonyum klorür göze temas ettiğinde ciddi sulanmaya neden olur. Çinko klorür çok korrozif bir maddedir. Çinko karbon piller 54 oC üzerinde depolandığı zaman hidrojen gazı kaçmasına neden olabilir.
Kullanım yerleri flaş lambaları, radyolar, oyuncaklar,saatler, traş makineleri.

Diğerleri;
    *Merküri pil
    *ısıl pil
    *çinko-klorid pil



     b) Şarj edilebilen piller:
    *Nikel-kadminyum pil:   Adından da anlaşılacağı gibi nikel ve kadmiyum dan yapılmış  pillerdir. Bu piller hafızalı piller olarak ta adlandırılır.  Şarjlı halde 1.44 volt maksimum voltaja sahiptir. Boş halde 1.2 voltta tutulmalıdır. Bu pillerin verimli kullanılması için 1.1 volt pil geriliminde mutlaka tekrar şarj edilmeleri gerekir. Bunun için özel düzenekler mevcuttur. Bu pillerin güç eğrisi birden azalır ve kullanım süresi sonunda güç birden düşer. Tüm pillerin üzerinde mevcut olan pilin akım gücünü gösteren bir  rakam mevcuttur bu mAmper / saat olarak ifade edilir. Bir pilin üzerinde 800  mA /h yazıyorsa bu şu demektir:   Bu pil 800 mA akımı ancak bir saat akıtabilir. Eğer bu pilden devamlı olarak 100 mA akım çekiyorsanız o zaman bu pil size  8 saat hizmet edecektir. Nikel - Kadmiyum pillerin şarjında değişik teknikler kullanılır, bunlar pilin ömrünü uzatmak için yapılan işlemlerdir. Pil yarı  boşalmış halde iken şarj edilmez, aksi halde pil hafızasında  tuttuğu bu noktadan ileriye doğru şarj olur bu da kapasitesini  düşürür. Bu tip piller önce boşaltılır, sonra şarj edilir.  Tricle şarj tekniği denen bir teknik de gelişmiş şarj cihazlarında  mevcuttur. Bu teknikte düşük akım  kullanılır. Discman, walkman, avuç içi bilgisayarlar, elektronik oyunlar, telsiz telefonlar, el fenerleri ve müzik aletlerinde kullanım için uygun pillerdir. Nikel kadmiyum piller kablosuz cihazlarınızı yüksek enerji kuvveti ile destekler. Yaklaşık 1000 kere şarj edilebildikleri için uzun vadede ekonomi sağlarlar.
    
    *Lityum iyon pil:  Lityum iyon (Li-Ion) pillerde, Lityum metali kullanılmaz. Çünkü Lityum metali çok aktiftir. Lityum metali yerine Lityum bileşiği kullanılır. Lityum iyon pillerin katodunda lityum kobalit, LiCoO2, anotta ise grafik karbon ve elektrolizde lityum tuzu kullanılır. Lityum tuzu, susuz bir solventte çözülerek elektrolit elde edilir. Lityum iyon pilleri Ni-Cad (Ni-Cd) veya Ni-MH (NiMH) pillerden oldukça hafiftir. Li-Ion pilleri, aynı boyuttaki Ni-MH pillerin dört katı güce sahiptir. Lityum pilleri, düşük enerji tüketimi gerektiren aletlerde (duman alarmı gibi) kullanılması çok faydalıdır. Böylece uzun zaman (birkaç yıl) kullanılabilir. Lityum piller özel olarak bertaraf edilmesi için yeterli miktarda zararlı ve zehirli madde içermez.

Diğerleri;
     * Lityum iyon polimer pil
     *sodyum-sülfür pil
     *Nikel-demir pil
     *Nikel-çinko pil   
     *sodyum-metal klorid pil

            
ÜRETEÇLERİN BAĞLANMASI

1. Seri Bağlı Üreteçler: Seri bağlı üreteçlerin her birinden eşit şiddette akımçekilir. Dolayısıyla üretecin tükenme süresinden bir kazanç yoktur.Üreteçlerintoplam elektromotor kuvveti, her birinin elektromotor kuvvetlerinin toplamınaeşittir. εT = ε1 + ε2 + ε3 dür. Üreteçler seri bağlı olduğundan içdirençlerinin toplamı, rT = r1 + r2 + r3 olur.

2. Ters Bağlı Üreteçler: Bir üretecin (–) kutbunu diğer üretecin (–) kutbuna ya da (+) kutupların birbirine bağlanmasıyla elde edilen bağlama şekline ters bağlama denir. Ters bağlamada emk lar birbirini yok edici yönde etki yapar. Eğer ters bağlı iki üreteç özdeş ise toplam emk sıfır olur. εT= |ε1 – ε2| dir. Büyük emk değeri küçük emk değerinden çıkarılır.Üreteçler ters bağlı olsa da iç dirençler seri bağlıdır. Dolayısıyla toplam iç direnç rT = r1+ r2olur. Şekildeki gibi, ikiden fazla üreteç var ise, önce seri bağlı olanların emk ları toplanır. Sonra diğer emk ile aradaki fark alınır. Örneğin, ε1 + ε2 > ε3 ise, toplam emk, εT = ε1 + ε2 – ε3 olur.


3. Paralel Bağlı Üreteçler: Bir üretecin (+) kutbunu diğer üretecin (–) kutbuna bağlanmasıyla elde edilen bağlama şekline seri bağlama denir. Üreteçlerin (+) kutbu bir noktada (–) kutbu da başka bir noktada olacak şekilde birleştirilerek oluşturulan bağlamaya, paralel bağlama denir.Paralel bağlı üreteçler özdeş seçilir. Özdeş olmaması durumunda devre analizi için yeni kurallar gereklidir.
• Paralel bağlı üreteçlerin devreye verdikleri akımlar eşit olur.
• Toplam emk üreteçlerden birinin emk sına eşittir. εT = ε dir.
• İç direnci önemsiz paralel bağlı üreteç sayısının artması devreden geçen
akım şiddetini etkilemez. Fakat üreteç sayısı arttıkça her bir üreteçten
geçen akım azalır ve üreteçlerin tükenme süreleri artar. ,
• Paralel bağlamanın özelliği gereğince, toplam iç direnç rT=r/n den bulunur.

Ledler


Led ismi, ingilizce Light Emitting Diode (Işık Yayan Diyot) kelimelerinin baş harflerinden oluşmaktadır.
Bu ışıklı diyotlar, kullanışlı ve pratik olmalarının yanı sıra oldukça ucuz olmaları nedeniyle indikatör (gösterge) olarak diğer tip lambaların yerini almışlardır. Piyasada çok değişik şekil, ebad, renk ve fiyatta LED bulunduğundan herhangi bir devrede ne tip bir led kullanılabileceği, genellikle bir soru işareti oluşturmaktadır. Burada LED 'ler ile ilgili bazı aydınlatıcı bilgi verilmeye çalışılmıştır. Böylece LED seçiminde kolaylık sağlayacağını umuyoruz.

Işık yayan diyotlar, ilk olarak 1954 yılında bulunmuştur. Galyum Fosfat (GaP) ile yapılmış bir diyotun, iletim yönünde akım geçirildiğinde kırmızı bir ışık yaydığı farkedilmiştir. Böylece bir yarıiletken ışık kaynağı keşfedimiştir, ancak yarıiletkenlerdeki ışık yayımının fiziği pek anlaşılamadığı ve seri üretim için yeterli teknolojik düzeye erişilemediği için led 'ler yakın zamana kadar pek popüler olamamışlardır. Bu sorunların aşılmasıdan sonra ledler inanılmaz bir şekilde kendilerine çok geniş bir uygulama alanı bulmuşlardır.

İlk led 'ler TO-18 transistör kılıfı içerisinde ve uçları şeffaf plastik mercek şeklindeydi. Mevcut ışık rengi sadece kırmızıydı ve verim, yani uygulanan güce karşı elde edilen ışık miktarı son derece yetersizdi.
Zamanla yarıiletkenlerde yayılan ışık ile ilgili teorik bilgiler geliştikçe GaP diyotlarından yayılan kırmızı ışığa, bu yarıiletken madde içerisinde bulunan çinko ve oksijen atomlarının sayesinde oluştuğu anlaşılmıştır. Daha saf GaP maddesiyle yapılan Led 'lerin, bu sefer yeşil bir ışık yaydıkları gözlenmiştir. Daha sonra ise çok çeşitli yarıiletken maddeler denenmiş ve kullanılmıştır. Günümüzde ise en çok kullanılan madde ise Galyum Arsenit Fosfat (GaAsP) 'tır. Bu maddenin avantajı, arsenik ve fosfat oranlarını değiştirmek suretiyle infraruj (infra-red) ile yeşil arasında pek çok renk elde edilebilmesidir.

Günümüzde kullanılan Led 'ler arasında en popüleri, kırmızı olanıdır. Bu tip led 'ler GaAs0,6P0,4 formülü ile yapılmaktadır. Yani As : P oranı 6 : 4 'tür. Kırmızı Led 'ler yapımı en kolay, dolayısıyla en ucuz, bunun yanında da verimi en yüksek olanlarıdır. Yeşil Led 'ler ise verimi en düşük LED çeşididir. Ancak bu dezavantajı insan gözünün yeşile kırmızıdan daha hassas olması nedeniyle ortadan kalkmaktadır.

Herhangi bir uygulama için renk seçimi yaparken bazı hususlara dikkat edilmelidir. Kırmızı, genellikle ikaz devreleri için tercih edilmelidir. Ancak sarı, turuncu ve yeşil Led 'ler, diğer bazı amaçlar için daha estetik olabilmektedir.

Led seçiminde verim önemli bir faktördür. Yeşil ve sarı Led 'lerin verimleri, kırmızı Led 'lere nazaran daha düşüktür. Ancak pille çalışan küçük cihazlar dışında bu durum bir problem teşkil etmemekte, verim düşüklüğü biraz daha fazla güç tatbikiyle ortadan kalkmaktadır. Yeşil bir Led 'den kırmızı Led 'lerdeki kadar ışık elde edebilmek için iki katına yakın LED akımına gereksinim duyulmaktadır. Ancak şebekeden beslenen cihazlar için bu bir sakınca teşkil etmemektedir.









Pic Proglanabilir Çipler


PIC 16F84

PIC16C84/16F84/16F84A  Ayak bağlantıları


  • OSC1/CLOCKIN Osilatör girişi / External oscillator input
  • OSC2/CLKOUT Osilatör girişi / OSC1 frekansının ¼ değerindeki çıkış clock ucu
  • MCLR (inv) Reset girişi
  • RA0 – RA3 Giriş Çıkış uçları
  • RA4/T0CLKI Giriş Çıkış ucu / TMR0 için clock puls giriş ucu
  • RB0/INT Giriş Çıkış ucu / Dış kesmeler için giriş ucu
  • RB1-RB7 Giriş Çıkış ucu
  • GND Güç kaynağının eksi ( – ) ucu
  • Vcc Güç kaynağının artı ( + ) ucu
Yazılan bir programı PIC’e kayıt ederken;
RB6 ucuna clock pulse,
RB7 ucuna data
MCLR ucuna 12,5 Volt,
GND ucuna ( – ) eksi,
Vcc ucuna da +5 Voltu vermeyi


 PIC16F84 ve PIC16F84 yine çok kullanılan pic lerden biridir. Diğer Pic serileri ile karşılaştırıldığında pek bir yeteneği yoktur. Fakat çok ucuz olması, küçük boyutlu olması tercih edilebilir kılmıştır. Eğer ADC, PWM, çok fazla giriş çıkış vb. işlemler yapmıyor iseniz devrede 16F877A yerine bunu kullanmak hem maliyet hem yer açısından daha ekonamik olacaktır. aynı şekilde pic 16f84a için pin yapısı yukarıdaki şekildedir.

Pin Bağlantıları :

               
Genel olarak yapılması gereken bağlantılar.

               Vss : 
+5V bağlanılacak
               Vdd :  Toprak bağlantısı besleme kaynağının - ucuna bağlayın
               MCLR : Reset ucu 0 V verince pic reset alır.
               OSC1 : Osilator bağlantısı yapılacak olan ayak.
               OSC2 : 
Osilator bağlantısı yapılacak olan ayak.

                Eğer besleme geriliminizde parazitlenmeye karşı önemalmak istiyorsanız VSS ve VDD bacaklarına 220nF lık bir kondansatör yerleştirebilirsiniz. Böylece pici oluşabilicek dalgalanmalardan ve buna bağlı olan reset almalardan koruyabilirsiniz ;)

               Kristal osilator aşağıdaki şekildeki gibidir. Değişik boy ve genişliklerde de olabilir. Projeye göre frekanları seçilir. Bu rada dikkat edilmesi gereken olay yazılımda yaptığının ayar ile aynı frekanta seçim yapılması yada projenin o şekilde ayarlanması gerekmektedir. Ek olarak seçtiğiniz PIC'in en yüksek kaç hz ile çalıştığına da bakmanız gereklidir.
             
           Yapılması gereken bağlatının şeması görünmektedir. Ayrıca hz seçimlerine göre mercimek (seramik) kondansatörlerin sığaları tablodadır.


Özellikleri:
CMOS teknolojisi ile üretilmiş olan PIC16F84 çok az enerji harcar.Flash belleğe sahip olması nedeniyle clock girişine uygulanan sinyal kesildiğinde register içerisindeki veri aynen kalır.Clock sinyali tekrar verildiğinde PIC içerisindeki program kaldığı yerden çalışmaya başlar. RA0-RA3 ve RB0-RB7 I/O portlarıdır.Bu portlardan giren dijital sinyal vasıtasıyla PIC içerisinde çalışan programa veri girmiş olur.Program verileri değerlendirerek portlar ile dış ortama sinyal gönderir.
Özellikleri
PIC16F84
Çalışma hızı
4 Mhz ~20 Mhz
Program belleği
1Kx14 word FLASH
Kullanıcı Ram
68 x 8 byte
EEPROM veri belleği
64 byte
Timer
TMR0
Interput kaynakları
harici RB0/INT pini , TMR0 taşma bayrağıPORTB<7:4> lojik değişikliği,data EEPROM yazma sonu
I/O pin sayısı
13
Çalışma gerilimi
2.0 v – 5.5 v
Bacak Bağlantıları:
PIC16F84 ün toplam 18 pini vardır.Bu pinlerin 13 tanesi I/O portları için ayrılmış kalanlar ise Vdd Vss MCLR ve osilatör girişleri olarak kullanılır.
Pin Özellikleri:
PIC16F84 ün 13 adet I/O (giriş/çıkış) portu vardır.Bunlardan 5 tanesi PORTA (RA0-RA4) 8 tanesi PORTB (RB0-RB7) portlarıdır.13 portun isteğe bağlı olarak her biri giriş çıkış portu olarak kullanılabilir.PIC içerisinde TRIS denilen özel bir data registeri vardır.Bu register aracılığı ile portların giriş/çıkış yönlendirmesi yapılır.I/O portundan geçebilecek 25mA lik bir sink akım veya 20 mA lik source akımı LED’leri doğrudan sürebilir.

Temel Özellikleri
* Çalışma gerilimi 2 V - 5.5 V 'tur.
* 4 MHz - 20 MHz arasındaki hızlarda çalışabilir.
* PIC16F84 1 Kbyte 'lık bir program belleğine sahiptir. Bellek hücrelerinden her birinde 14 bitlik veri saklayabilir.
* Program belleği elektriksel olarak yazılıp silinebilir ( flash), programın çalıştığı sırada ise sadece okunabilir.
* PIC16F84 'ün iki banktan meydana gelen 68x8 byte 'lık bir RAM belleği vardır.
* PIC CPU sunun çalışmasını kontrol eden RAM bellekteki file register 'lardır.
* File register 'ların haricindeki bellek alanı ise normal RAM bellek olarak kullanılır.
* PIC16F84 64 byte 'lık bir EEPROM veri belleğine sahiptir.
* PIC16F84 mikrodenetleyicisinin 13 tane I/O protundan 5 tanesi A portu (RA0 - RA4),
8 tanesi de B portudur (RB0 - RB7).
*Portların giriş ve çıkış yönlendirmeleri PIC içerisinde bulunan özel bir yönlendirme registeri olan TRIS registeri ile yapılır.
Pin Adı
Açıklama
OSC1/CLKIN
Kristal osilatör girişi / Harici clock kaynağı girişi
OSC2/CLKOUT
Kristal osilatör çıkışı.Kristal osilatör modunda kristal veya rezanatör e bağlanır.RC modunda OSC 1 deki frekansın 1/4 ü bu pinden alınır.
MCLR
Reset girişi / Programlama sırasında gerilim giriş ucu
RA0
PORTA nın iki yönlü I/O pini
RA1
PORTA nın iki yönlü I/O pini
RA2
PORTA nın iki yönlü I/O pini
RA3
PORTA nın iki yönlü I/O pini
RA4/TOCKI
PORTA nın iki yönlü I/O pini / TMR0 ın harici clock girişi olarakda kullanılır.Açık kollektör tipinde olduðundan çıkış olarak kullanıldığında pull-up direncide kullanılmalıdır.
RBO/INT
PORTB nin iki yönlü I/O pini
RB1
PORTB nin iki yönlü I/O pini
RB2
PORTB nin iki yönlü I/O pini
RB3
PORTB nin iki yönlü I/O pini
RB4
PORTB pini / Değişiklik olduğunda kesme oluşturur.
RB5
PORTB pini / Değişiklik olduğunda kesme oluşturur.
RB6
PORTB pini / Değişiklik olduğunda kesme oluşturur./ Seri programlama clock girişi olarak kullanılabilir.
RB7
PORTB pini / Değişiklik olduğunda kesme oluşturur / Seri programlama data girşi olarak kullanılabilir.
Vss
Güç kaynağının gnd (-) ucuna bağlandığı pin.
Vdd
Güç kaynağının (+) ucunun bağlandığı pin.

CMOS teknolojisi ile üretilmiş olan PIC16F84 çok az enerji harcar. Flash belleğe sahip olması nedeniyle clock girişine uygulanan sinyal kesildiğinde registerleri içerisindeki veri aynen kalır. Clock sinyali tekrar verildiğinde PIC içerisindeki program kaldığı yerden itibaren çalışmaya başlar. RA0-RA3 pinleri ve RB0-RB7 pinleri l/O portlarıdır. Bu portlardan girilen dijital sinyaller vasıtasıyla PIC içerisinde çalışan programa veri girilmiş olur. Program verileri değerlendirerek portları kullanmak suretiyle dış ortama dijital sinyaller gönderir. Dış ortama gönderilen bu sinyallerin akımı yeterli olmadığı durumda yükselteç devreleri (röle, transistor v.s) ile yükseltilerek kumanda edilecek cihaza uygulanır. Portların maksimum sink ve source akımları aşağıda verilmiştir. Bu akımlar genellikle bir LED sürmek için yeterli olduğundan, burada verilen uygulama devrelerinde herhangi bir yükseltme işlemi yapılmamıştır.
l/O pini
Sink akımı            25 mA
Source akımı      20 mA
Sink akımı, gerilim kaynağından çıkış portuna doğru akan akıma, source akımı ise l/O pininden GND'ye doğru akan akıma denir.
PIC16F84'ün çektiği akım, besleme gerilimine, clock girişine uygulanan sinyalin frekansına ve l/O pinlerindeki yüke bağlı olarak değişir. Tipik olarak 4 MHz'lik clock frekansında çektiği akım 2 mA' kadardır. Bu akım uyuma modunda (Sleep mode) yaklaşık olarak 40 uA' e düşer. Bilindiği gibi CMOS entegrelerdeki giriş uçları muhakkak bir yere bağlanır. Bu nedenle kullanılmayan tüm girişler besleme geriliminin +5V luk ucuna bağlanmalıdır.
PIC16C84 ve PIC16F84 özellikleri tamamen aynı olan PlC'Ierdir. Her ikisi de EEPROM belleğe sahip olmalarına rağmen Microchip ilk ürettiği EEPROM bellekli PlC'Ieri "C" harfi (C harfi CMOS'dan gelmektedir.) ile tanımlarken, son zamanlarda ürettiği EEPROM bellekli PlC'Ieri "F" harfi (FLASH) ile 'tanımlamaktadır. Bizim bu kitapta örneklerini verdiğimiz programlar için her iki PIC de kullanılabilir. PIC16F84A ile PIC16F84 arasında da herhangi bir fark yoktur. PIC'i tanımlayan bu harf ve rakamlardan sonra yazılan 10/P, 04/P clock girişine uygulanacak- maksimum frekansı belirtir. Örneğin 10 MHz'e kadar frekanslarda PIC16F84-10/P kullanılırken, 4 MHz'e kadar frekanslarda PIC16F84-04/P kullanılabilir.
PIC 16F84 Besleme Gerilimi:
PİC'in besleme gerilimi 5 ve 14 numaralı pinlerden uygulanır. 14 numaralı Vdd ucu +5 V'a, 5 numaralı Vss ucu da toprağa bağlanır. PlC'e ilk defa enerji verildiği anda meydana gelebilecek gerilim dalgalanmaları nedeniyle istenmeyen arızaları önlemek amacıyla Vdd ile Vss arasına 0.1 uf lık bir dekuplaj kondansatörü bağlamak gerekir. PİC'Ier CMOS teknolojisi ile üretildiklerinden çok geniş besleme gerilimi aralığında (2 ~ 6 V) çalışmalarına rağmen 5 V luk gerilim deneyler için ideal bir değerdir.


PIC 16F877


Özellikleri : 
Pic16F877 nin program bellegi pic16F84 te oldugu gibi FLASH ROM’ dur.16C6x ve 16C7x ailesinin tüm özelliklerine sahip olmaktadir.Konfigürasyon bitlerine dikkat etmek kosulu ile 16C6x ve 16C7x ailesinden herhangi biri için hazirlanan yazilimi hiçbir degisiklik yapilmadan bu islemciye yüklenebilir.

Bacak Baglantilari:
PIC17F877 40 pinli bir mikrodenetleyicidir.Bu pinlerin 33 tanesi giris/çikis pinleridir.A,B,C,D olmak üzere 5 adet portu vardir.Bu portlardan A 6 bit , B 8 bit , C 8 bit , D 8 bit , E 3 bit genisligindedir.Giris çikis pinleri gerektiginde konfigirasyon ayarlamak içinde kullanilabilir.

PIC16F628


Özellikleri : 
Son yillarda PIC16F84 yerini almaya baslayacak olan PIC16F627/628 düsük fiyatli 8-bit bir mikrodenetleyicidir. PIC16F84 ile bacaklari uyumludur ve bu mikroislemci için yazilan program üzerinde hiçbir degisiklik yapilmadan PIC16F628 mikroislemcisinde de çalisir.FLASH bellege sahip olduklari için elektriksel olarak kolayca yazilip silinebilirler. PIC16F628 mikroislemcilerin önemli özelliklerinden biride dahili RC osilatörlerinin bulunmasi , böylece ayri bir kondansatör ve bir direnci kullanmadan daha sade devreler olusturmayi saglar ..

Bacak Baglantilari :
PIC16F84′ ün pinleri ile tam uyumludur.Bu nedenle F84 için gelistirilmis yazilim üzerinde hiçbir degisiklik yapmadan 16F628 ‘ e yüklenebilir. PIC16F628 in ilave fonksiyonlari vardir.Örnegin ; RA0 , RA1 pinleri analog karsilastirici girisi olarak da kullanilabilir.MCLR pini , giris pini olarak kullanilabilir
Pin Özellikleri
PIC16F628 , 18 bacakli olmasina ragmen 16 tane I / O pini vardir.Tabloda görülecegi gibi hemen her pinin birden fazla islevi vardir.Gerektiginde Vss , Vdd pinleri hariç tüm pinler giris / çikis verileri için kullanilabilirler.Bu pinlerin 8 i (RA0-RA7) PORTA olarak , 8 i de (RB0-RB7) PORTB olarak kullanilir.